24 Ocak 2012 Salı

Baltık Ülkeleri Part 4 : Finlandiya

Baltık gezimin son durağı Finlandiya oldu.. Aslında burası bir Baltık Ülkesi değil.. Fakat daha yakın olsalar da İskandinav ülkesi olarak da görülmüyot..



Bu postta fazla fotoğraf gösteremeyeceğim için üzgünüm.. Zira hem bir gece öncesinden zaten fena şifayı kapmış, midemi üşütmüşken, bir de üzerine zorlu deniz yolculuğu eklenince yeşil suratla pek gülümseyemedim objektiflere :p Hem de ülkeyi beğendiğim söylenemez açıkçası :/

Önce yine genel bilgi :

1917'de bağımsızlığını ilan eden ülkenin nüfusu yaklaşık 5,2 milyon.. Finlandiya'da Fince ve İsveççe konuşulmakta.. Para birimi euro ve oldukça da pahalı bir ülke.. Sağlık sistemleri berbat! Sakın ama sakın hasta olmaya kalkmayın, ne doktora görünebilirsiniz ne de doktorsuz ilaç alabilirsiniz :(

Genel anlamda deniz seviyesine yakın bir ülke, en yüksek noktası 1328 m.. Ülkede 200.000 civarı göl ve 98.000'in üzerinde ada bulunmakta!!



Adalar arasında ulaşım kişiye özel tekneler veya feribotlarla sağlanıyor..

Gelelim benim Estonya'dan Finlandiya'ya geçiş macerama :)

Estonya'da şifayı kapınca bütün gece sabaha kadar çıkarmak suretiyle uykusuz kaldım.. Vücudum susuz ve halsiz kaldı, tansiyonum yerlerde.. Neyse diyorum, feribotta uyurum nasılsa sallana sallana.. Kendime gelirim karşıya, Finlandiya'ya geçene kadar.. Bindik.. 2 saat sürecek olan yolculugun ilk yarım saati normaldi.. Fakat sonra öyle bir fırtına çıktı ki dalgalar en üste kadar ulaştı resmen :S



Tüm yolcular panik içinde tabii, her dilden "Titanic olcaaazz" nidaları duyuluyo falan :) Tabi benim tüm dinlenerek kendime gelme hayallerim suya düştü.. Zaten min seviyeye zorla düşürdüğümüz mide bulantım tekrar max'a ulaştı ve ben sarsıntıdan yalpalaya yalpalaya lavaboya zor yetiştim :( Bir kuyruk bir kuyruk aman tanrımmm! Artık hatunlar boş kabin bulmayı bıraktı 3er 5er giriyorlar falan.. Ne kadar kaldım hatırlamıyorum ama bir süre sonra sarsıntılara alışınca sanırım daha iyi hissettim ve tekrar oturduğum yere döndüm.. Döndüm ama bu kez oturmaya halim kalmamıştı, direk yattım.. Cama vuran dalgaları izlerken de uyuyakalmışım :)



Abi güruhu bu fotoğrafımla sürekli dalga geçtiler : yeşil dev Hulk'ın yavrusu yeşil surat cicibebe falan diyerek :) Yeşil olmasa da sapsarıydı resmen.. Hatta beyaz.. Evet evet..

Neyse efenim, bu kısa yolculukta çektiğim çile nedeniyle Cruise gezi hevesim de bir anda uçuverdi ve şimdi beni hiçbi güç açık denizlere gönderemez buna eminim :p

İndiğimiz zaman ilk işim, klasik, yeri öpmek oldu tabiiki :)) Abartı diye düşünürdüm hep bu hareketi ama değilmiş azizim! Yusuf yusuf diye bişi varmış hakikaten!



O mideyle, o halde, o tansiyonla, Helsinki'ye varır varmaz, otele yerleşmeden başladık çevreyi gezmeye! Neymiş efendim, gençler bu katedralde evlenebilmek için yıllarca sıra bekliyormuş! Neymiş efendim içerde bi düğün varmış, ben de şirin şirin bakarak yaklaşınca canayakın bulmuş -ki Finliler genel anlamda soğuk ve içe kapanık insanlardır- ve bana da gelin şekerinden vermişler! Yerim katedralinizi diyerek oturdum merdivene şekerimi yemeye başladım :)) Ve tabiiki objektiflere poz vermeyi de ihmal etmedim :p

Bu bitti, haydiiii ordan büyük katedrale..



Neymiş efendim, birinin bi tanıdığı bu katedralde evlenebilmek için tam 3 sene beklemiş! Hayır o süre zarfında ayrılırsa çiftler ne olacak onu sormadım bakın! Yeni ilişkisi için hazırda alınmış bir düğün günü oluyor baksanıza, gelin adayı için biçilmiş kaftan bir eş! :p Neymiş efendim kapalıymış!! Akşamüstü gelecekmişiz!..

Bu meydanda bir şişe su bulabilmek için dört döndüğüm büfemsi şeylerden sonra, hadi bi de şuna sorayım diyerek gittiğim mobil dondurmacının Türk çıkmasına ne dersiniz? Tişörtümde yazan İstanbul yazısını görünce direk Türkçe konuştu ve biraz muhabbetten sonra 2€ olan suları 1€ dan verdi :D

Otele yerleştikten sonra ki ben tahmin ettiğiniz üzre yerleşmeden direk yatağa attım kendimi ve arkadaşlara siz nereye giderseniz gidin ben yatıyorum diyerek inzivaya çekildim.. Ama işte şeytan.. Dürtüyo.. Gelmişsin buralara kadar, kalk, miden bulandığı yerde çıkar, sonra gezmeye devam et.. Dedim ve kalktım, doktor amcam, doktor teyzem, kızları gözde ve vekil amcam&eşi ile birlikte tarihi Suomenlinna Adası'na gittim..



Fotoğrafta yüzüm gizlenmiş olsa da pasaklılık ve bitkinlik aktığı görülebiliyor bence :p

Suomenlinna Fince adı, Sveaborg İsveççe adı.. 8 adadan oluşan Suomenlinna Fin tarihi boyunca savunma amaçlı askeri kale olarak kullanılmış.. 1991 yılında Unesco dünya mirası listesine kaydedilen ada gerçekten görülmeye değer güzellikte.. Yemyeşil, masalsı, huzurlu.. Zaten bana su olsun, çimen olsun, yayılıp suyu izleyerek stres atayım.. Yarım saatte şeker gibi bi insan olurum valla :)



Bu 8 ada birbirine, üzerinde durmuş olduğum köprülerle bağlanıyor.. Ve girişinden itibaren kalenin, topların olduğu bölgeye kadar yürüyerek gezilebiliyor.. Ada ayrıca gülle üretimiyle de meşhurmuş bu arada..



E 4 değil 14 tarafımız su olunca etrafta tekneler, yelkenliler, yatlar görmek kaçınılmaz.. Hayat onlara güzel valla! :p



O kadar gezdim de Baltık Denizi'ne ayak basmadım dedirtir miyim hiç? Tabiiki yaptımmm ve bunu pembe ojelerimle kanıtlamaktan da geri kalmadım!

Ada dönüşü biraz caddelere bakındık ve oldukça renkli görüntülere şahit olduk!



Ne için toplandıklarını anlayamadığımız, güzelliklerini kıskandığımız için de soramayıp, uzaktan zoomla izlediğimiz çizgili Finnish hatunlar...



Kostüm partisine gittiklerini düşündüğümüz, yani öyle umduğumuz bir grup genç..



Çok ama çok çirkin bir yaratık!

Muhtemelen bir festival falan vardı etrafta bi yerde ama iz sürecek gücüm olmadığı için pek ilgilenmedim :p

Otele gelip biraz dinlendikten ve bedava (daha doğrusu 2-3€ vererek aldığınız 12 saatlik şifre ile giriliyor) internetin tadını çıkardıktan sonra kendime geldim.. Akşam acıkan karnımızı doyurmak üzere abilerin bir kısmı ile gittiğimiz dönerciyi öneriyorum! Evet evet yanlış duymadınız, dönerci :) Tren garının karşısında bi yerde.. Evet, yediklerimiz güzeldi belki, ya da onca berbat yemekten sonra bana güzel geldi bilemiyorum ama henüz düzelmiş olan midem bunu kaldıramadı ve yine kötüleşti.. Hayır dedim cicibebe! Yatmak yasak! Tuttum 2 abiyi kolundan, dooooğru adını sıkça duyduğumuz The Tiger'a..



Burası kendi çapında güzel bir eğlence mekanı idi.. Tepede kafasını sağa sola döndüren devasa demir yığını kaplan kafasına uzun süre bakınca psikopat hisleri içine girdiğim doğrudur, fakat önümdeki direkte sürekli değişen hatunlara çevirince kafamı kendime geldim! Topukları yok! Ve bacakları boyum kadar!!! Toparlanmam zaman alsa da kısa sürede adapte olup kaynaştım ve geceyi bu kez dayak yemeden (bkz : Estonya yazısı) atlattım :)

Gece bittiğinde ben de bittim ve ertesi günü uyuyarak, biraz da yine etrafı dolanarak geçirdim..

Etraf ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar.. Ek bilgiler olarak, saunaya çok meraklı bir ülke, hatta bazı iş toplantılarının saunada gerçekleştirildiğini bile duydum! Ve her yıl saunada en uzun süre kalabilme yarışları yapılıyor :S Amaç ne sormadım ama bence soğuk bir ülke olmasından dolayı insanlar sıcakla oynamayı seviyor.. Öyle ki 2 milyon civarı sauna bulunuyormuş ülkede!

Dünyanın en büyük gemileri, o akla hayale sığmayan lüks kocaman gemilerin çoğu bu ülkede yapılıyor!

Pazar günleri çoğu market-dükkan 12:00-18:00 arası açık oluyor..

Etrafta sarhoş çok fazla.. Halbuki alkol de pahalı ve halk genelde feribotlarla Estonya'ya geçerek alkol ve tütün ürünlerini karton karton koli koli almakta.. Yine de gece gündüz demeden etraf sarhoş dolu.. Ama zararsızlar, benden para isteyen bir tanesine "valla bende de yok" diye verdiğim Türkçe cevaba burda olsa sağlam bi küfür yerdim ama anlamadığı halde küçük bi tebessümle geri çekildi zavallım :) Bu arada bi saatten sonra sokaklara küçük tuvalet yapmak serbest hale gelip, sabahları sokaklar caddeler tazyikli suyla yıkanmakta.. Garip insanlar vesselam :p

Haa bu arada, tam anlamıyla bir su ülkesine gitmişken kesinlikle balık yemeden dönmeyin! Tabii iyi bir yemek için ülkemize göre iyi de bir para ödemeniz gerekiyor ama her gün de Finlandiya'ya gitmiyoruz ki azizim :p



Imm..

Valla çok düşündüm ama anlatacak başka bi şey bulamadım :) O kadar sevmedim bu ülkeyi..


Son olarak,

Gezimi keyifli hale getirdiği için teşekkür ederim :




Siz de gitmeyi düşünürseniz, kaliteli hizmet ile iletişim için buradan buyrun lütfen :)

Sevgiler..
:*

3 yorum:

Uzun ince kıvırcık dedi ki...

O kadar çok sevdiğim bir ülke ki Finlandiya.. Hem yengemin fin oluşu, hem ilk gidebildiğim ülke oluşu.. Mükemmel bir ülke. Soğuk fakat eğlenceli. Doğasına ve diline hayran olduğum bir ülke. Suomenlinna görülmesi gereken en önemli yer sonrasında da saunalar ve linnanmaki :D

cicibebe dedi ki...

Doğrudur cnm ama dediğim gibi ben pek keyfini çıkaramadım rahatsızlığımdan dolayı :) kısmetse bi dahakine diyelim :p önerilerini de alır giderim hem :))

♥мұ»p»r«i»n«č»є«ss dedi ki...

Çook geçmiş olsun kıyamam sana düştün demek :( çok üzüldüm yaaa :( buz pisti yerler ya nefret edıyorum şu kıştan...Bu arada geziniz süper olmuş enerji toplamışsındır...resimler cok güzel cnm..Öpüyorum dikkat et kendine...